Birçok kişi çocuk kitabı yazmak istiyor ama nereden başlayacağını bilmiyor. Yayınevine gelen e – mailler’de de bazı kafa karışıklıkları göze çarpıyor. Bu yazıda biraz olsun yardımcı olmaya çalışacağım
Öncelikle hangi yaş grubuna yazmak istediğinizi netleştirin. Örneğin, 3 yaş – 7 yaş arasına yazmak istiyorsanız, resimli hikâye kitabı yani “Picture Book” denilen kategoriye girecektir. Okumayı henüz bilmeyen veya okumayı yeni söken çocuklara hitap edeceksiniz. Okumayı bilmeyenlere bir yetişkin okuyacak.
Bu kategori oldukça önemli çünkü çocukların ilk karşılaştıkları kitaplar olma özelliğini taşıyorlar. Çocuklara kitapları, okumayı sevdirmek açısından kilit noktadalar. Resimli kitapların en önemli özelliği görsellerin ve metnin eşit derece önemli olması. Yani hem metniniz, hikâyeniz çok sağlam olmalı hem de kitabın görselleri çocukların ilgisini çekmeli. Eğer hem yazar hem de çizerseniz, ne âlâ. Hikâyenizin duygusunu okuyucuya iletebilmek konusunda daha şanslısınız. Ama sadece yazıyorsanız da sorun yok. Kendinizi zorlayarak çizmeye veya bir yayınevine başvurmadan çizer bulup resimletmeye kalkmayın. Niye? Bunun birçok sebebi var. İlki, editörünüz metinde değişiklik yapmanızı isteyebilir. Bu durumda resimlenmiş sayfalar boşa gidecektir. Veya, editör çizimlerin tarzını uygun bulmayabilir. Bu sefer de birlikte yola çıktığınız kişiyi yüzüstü bırakma sorunu yaşayabilirsiniz. Eğer kendiniz çizer değilseniz, çizer bulma işini yayınevine bırakın. Kitabınızı resimlemesini istediğiniz bir çizer varsa, yayınevine öneride bulunabilirsiniz. Ama tabii mutlaka ekip halinde çalışmak istediğiniz bir çizer varsa ve yola birlikte çıktıysanız, bu şekilde başvurup ödün vermeyin.
Resimli kitap yazarken diğer önemli bir nokta da cümleleri uzun tutmamak. Yazdıklarınızın sık sık üzerinden geçin ve en az kelimeyle en doğru şekilde ifade etmeye çalışın. Resimli kitaplar en fazla 32 sayfa olmaktadır ve kelime sayısı da 1000 kelimeyi geçmemelidir. Yani laf kalabalığından uzak durun. Bizim eğitim sistemimizde hâlâ kısa metinli kitaplar küçümseniyor. Ne kadar fazla yazı varsa sanki çocuk o kadar çok öğreniyormuş gibi davranılıyor. Ancak bu yanlış bir tutum. Önemli olan metnin okuyucuya hissettirdikleri, geçirdiği duygudur. Yayınevini kurduğumuz ilk yıllarda, yurtdışı fuarlarında kitaplarımızın yayın hakkını satmaya çalışırken bu konuda uyarılmıştım. Kitabın biraz fazla yazılı olduğunu görür görmez konuyu bile sormadan kenara koyuyorlardı. Şimdi aynı şeyi ben yapar oldum. Resimli kitapta paragraflar dolusu yazı görünce doğrudan ilgimi kaybediyorum. Hikâyenizi etkili ve kısa bir şekilde nasıl sözcüklere dökebileceğinizi anlamak için bol bol resimli kitap okumanızı ve metin – illüstrasyon dengesini dikkatli bir şekilde incelemenizi tavsiye ederim.
Comments